8 Mar 2022

Etno-Seküler Tasarımdan Etno-Dinsel Tasavvura: Mahzun Mabedden Camii Kebire Ayasofya’nın Dönüşümü – IV

Yazan: YUSUF ZİYA BÖLÜKBAŞI

SONUÇ

Ayasofya, İstanbul’un fethinden sonra fethin nişanesi olarak camiye çevrilen, Roma ve Bizans’la birlikte Osmanlı İmparatorluğu ve Türkiye Cumhuriyeti dönemlerinde İstanbul’un simgesi olmuş, UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde bulunan tarihi bir yapıdır. Ancak bunun ötesinde, ihtiva ettiği anlamlar ya da bu anlamları inşa eden yaklaşımlar vasıtasıyla sembolleşmiştir. Bu sembolün kimlik tasavvuruna ilişkin nitelikleri ise hangi açıdan inşa edildiğine bağlı olarak değişir. Osmanlı İmparatorluğunun yıkılışı neticesinde elde kalan Anadolu ve küçük bir Rumeli toprağı üzerinde Türk tarihinin ilk ulus-devleti olan Türkiye Cumhuriyeti kuruldu. Cumhuriyeti kuranlar, eldeki insan malzemesiyle bir Türk ulusunu inşa etti. Bağımsızlığın kazanılması, Cumhuriyetin kurulması ve Türk ulusunu inşa eden fikir sistemi Türk milliyetçiliği olup, çağdaşlarına uygun bir şekilde, yani Batı’da olduğu gibi seküler bir niteliğe sahipti. Özellikle otuzlu yıllardan itibaren, zaman boyutunu Türk Tarih Tezi, mekân boyutunu Anadolu coğrafyasının oluşturduğu etno-seküler bir Türk kimliği inşa edilmek istenmiş, bu minvalde Osmanlı’nın cihanşümul devlet tasavvurundan vazgeçilerek teritoryal, Batılı tarzda biçimlenmiş bir ulus-devlet ortaya çıkmıştır. Yeni Türk kimliği için ise öteki olarak Osmanlı-İslam kimliği konulmuştur. Bu biyografik hikâyeden bahsedilmesinin sebebi Ayasofya’nın bahsedilen dönemde müzeye dönüştürülmüş olmasıdır. Sembol ve mekân kodu bakımından yeni rejim Ayasofya’ya seküler bir nitelik katmak istemiştir. Burada erken Cumhuriyet dönemindeki uygulamaları yermek ya da övmek gibi bir anlam çıkmamalıdır. Neticede Ayasofya’nın tapusu ve tasarruf hakkı, zamanın ruhuna uygun bir şekilde yeni bir devlet kuran ve milli kimlik inşa eden Türk devletine aittir.

Türk sağında Ayasofya konusunun bir “dava” ya da sembol olarak kimlik olgusunun merkezinde yer alması, aslında tarih okuması ve resmi ideolojinin yani Kemalizm’in tarih tasavvuruna yönelik eleştiriden kaynaklanmaktadır. Türk sağını oluşturan fikir akımlarının tarih anlayışının merkezinde Osmanlı tarihi yer almakta, Osmanlı dönemi Türk tarihinin en parlak sayfası olarak telakki edilmektedir. Bu çerçevede Ayasofya’nın anlamı, onun Bizans’a son veren olay olan İstanbul’un fethi ve en kudretli padişah Fatih Sultan Mehmet’i temsil etmesidir. Fethin nişanesi olarak camiye dönüştürülmesi, yani dini bir mekân olarak Ayasofya, fetih ve Fatih temaları üzerinden Osmanlı geçmişini şanlı günlerini yansıtmaktadır. Bu yüzden yapılması gereken ilk şey Ayasofya’nın tekrar camiye dönüştürülmesidir. Bu talepler öncelikle küçük bir milliyetçi-muhafazakâr-İslamcı entelijansiya tarafından İstanbul’un fethi kutlamalarının organize edilmesiyle başladı. Daha sonra aynı ideolojiler etrafında çıkarılan dergilerde bu konu sıklıkla işlendi. Tabi ki Fatih figürü ve fetih temelinde dile getirilen Ayasofya meselesi, kendi ötekisinin inşası için de kullanıldı. Türk sağını oluşturan fikir akımları için Ayasofya üzerinden içerideki ötekiler Komünistlerden Masonlara, Rumlardan Yahudilere, imansızlardan dinsizlere kadar geniş bir yelpazede belirtilse de, asıl öteki olarak tasavvur edilenler Batıcı-seküler yapı ve Türk modernleşmesidir. Bu yüzden Ayasofya açılmalı, Batıcı modernleşmeden ve seküler kesimden ya da bunları siyasal alanda temsil eden CHP’den rövanş alınmalıdır. Böylece Ayasofya’nın yeniden açılması bir aksiyoner hareket olarak yeniden fetih kavramını da ortaya çıkarmıştır. Dışarıdaki öteki ise genelde bütün Hıristiyan dünyası olmakla birlikte özelde Yunanistan’dır çünkü Ayasofya konusu Kıbrıs sorunu nedeniyle milliyetçi-mukaddesatçı kesim tarafından rahatlıkla dile getirilebilmiş, talepler bu şekilde meşrulaştırılmıştır.

Ayasofya’nın açılmasına ilişkin Türk sağının yürüttüğü kampanyalar ellili yıllardan günümüze kadar kesintisiz bir şekilde devam etmiştir. Günümüzde ise bu hayal gerçeğe dönüşmüştür. Bunun gerçeğe dönüşmesinde şüphesiz Türk siyasetinin milliyetçi zeminde yürütülmesinin etkisi büyüktür. Zira Ayasofya tartışmalarının fitilini MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli yakmıştı. Ayasofya’nın açılmasıyla ilgili yapılan uluslararası değerlendirmelerde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın dış politikada yaşanan Suriye, Libya ve Doğu Akdeniz’deki gerilimler, ABD ve AB ile devam eden kötü iliş- kiler ile Covid-19 salgını sebebiyle bozulan ekonomi nedeniyle milliyetçi duyguları canlandırma vasıtasıyla toplumsal destek kazanma maksadıyla bu hareketi yaptığı iddia edilmişti (Wall Street Journal, 24.07.2020). Şüphesiz bu faktörlerin belli düzeyde etkisi vardır ancak Ayasofya’nın yeniden ibadethaneye dönüştürülmesinin altında yatan en önemli olgu AK Parti ve MHP liderlerinin ideolojik yaklaşımları ve bunun kimliksel yansımalarıdır. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yapmış olduğu uzun konuşma başlı başına bu konu için örnek teşkil etmekte, sağın her tonundan mütefekkire1 – Necip Fazıl, Osman Yüksel, Arif Nihat Asya ve Nihal Atsız- yer verdiği konuşmasında, Soğuk Savaş dönemindeki sağ siyasetin bütün önerme ve retoriğini kullanması, Türk sağının sürekliliğini ortaya koymaktadır. Dolayısıyla bu çalışmanın vücud bulmasına vesile olan sorunun cevabı, erken Cumhuriyet döneminde inşa edilmek istenen Batılı etno-seküler Türk kimliği bağlamında müzeye dönüştürülen Ayasofya, günümüzde resmi-Kemalist ideolojinin yerine Türk sağının geçmesiyle Osmanlı romantizasyonuna dayalı etno- dinsel kimliğin bir tahkimat aracı olmuştur. Ayasofya’nın açılışındaki sembolizasyon da –kılıçla minbere çıkılması, fetih sancağının dikilmesi ve ezanın yeniden Arapça okunmaya başladığı gün açılması gibi- bu olguyu tamamlamıştır. Ancak burada söylenilmesi gereken son konu CHP’nin tavrıdır. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Ayasofya ile ilgili tartışmalar kamuoyunda yaşanmaya başlayınca, halkın büyük kısmının tarihi yapının ibadete açılmasını isteğini belirterek Ayasofya’nın açılmasına itiraz etmeyeceklerini dile getirip, AK Partinin bunu bir oy devşirme aracı olarak kullanmaması gerektiğini belirterek eleştirisini de yapmıştır (Cumhuriyet, 04.07.2020). Bu durum Azak’ın (2014: 259) da belirttiği üzere aslında Kemalizm’in de paylaştığı negatif Batı imgesi ve azınlıklara karşı hoşgörüsüzlüğün sonucunda Ayasofya davası konusunda milliyetçi bir damarın bütün toplum kesimlerini etkilediğine ilişkin tezi akıllara getirmektedir. O zaman şu soruların cevaplanması gerekir: CHP’nin bu konudaki tavrını belirleyen neden Batı ve azınlık karşıtlığıyla beslenen milliyetçi damar mı? CHP Kemalist gelenekten mi uzaklaşıyor? Ya da CHP’nin bu tavrı popülist ve pragmatik midir? Bu soruların cevabı mevcut çalışma konusu özelinde veyahut başka örnekler noktasında biçimlenecek bir başka akademik çalışmada irdelenebilir.

* Bu yazı ilk olarak Milliyetçilik Araştırmaları Dergisi’nin Nisan 2021 sayısında yayımlanmıştır.

______________________

1- Tek istisnası Nazım Hikmet’e yer vermesidir.

KAYNAKÇA

Akşin, S. (2019). Kısa Türkiye Tarihi. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları.

Alp, A. R. (1964). “Ayasofya Camii ibadete açılmalıdır”. Sebilürreşad. 15 (354): 54-55.

Azak, U. (2014). “Muhafazakâr Milliyetçiliğin Bitmeyen Davası: ‘Mahzun Mabed’ Ayasofya”. Toplum ve Bilim. (131): 236-263.

Bora, T. (2017). Cereyanlar: Türkiye’de Siyasi İdeolojiler. 5. Baskı. İstanbul: İletişim Yayınları.

Bora, T. (2009). “Ekalliyet Yılanları…” Türk Milliyetçiliği ve Azınlıklar. Modern Türkiye’de Siyasi Düşünce: Milliyetçilik Cilt 4. Ed. Tanıl Bora ve Murat Gültekingil. İstanbul: İletişim Yayınları.

Bora, T. (1995). “Fatih’in İstanbul’u”. Birikim. (76). https://birikimdergisi.com/dergiler/birikim/1/sayi-76-agustos-1995/2 274/fatih-in-istanbul-u/2765.

Bora, T. (2014). Türk Sağının Üç Hali Milliyetçilik, Muhafazakârlık, İslamcılık. 8. Baskı. İstanbul: İletişim Yayınları.

Bora, T. (2020). “Türk Sağı: Siyasal Düşünce Tarihi Açısından Bir Çerçeve Denemesi”. Türk Sağı, Mitler, Fetişler, Düşman İmge- leri. Ed. İnci Özkan Kerestecioğlu ve Güven Gürkan Öztan. 4. Baskı. İstanbul: İletişim Yayınları.

Cumhuriyet (2020). “Kılıçdaroğlu’ndan Ayasofya çıkışı: Erdoğan, CHP itiraz eder mi diye düşünmesin, kararnameyi imzalasın”, 04.07.2020, https://www.cumhuriyet.com.tr/haber/ki- licdaroglundan-ayasofya-cikisi-erdogan-chp-itiraz-eder-mi- diye-dusunmesin-kararnameyi-imzalasin-1749418.  (03.02.2021).

Deliorman, A. (2014). Atsız. 2. Baskı, Ankara: Berikan Yayınevi.

Erdoğan, C. (2018). CHP 1919-2018, İdeoloji-Örgütsel Yapı, Parti İçi Demokrasi ve Oligarşi. İstanbul: Sokak Kitapları.

İşler, A. (2020). “Ayasofya’nın Tekrar Camiye Dönüştürülmesi Me- selesi ve Fetih Kutlamaları (1950- 1970)”. Bitlis Eren Üniversitesi Sosyal Bilimler Dergisi. 9 (2): 301-307.

Kısakürek, N. F. (1966). “Ayasofya’yı cami yapan ruhtan çizgiler”. Büyük Doğu. 12(16): 16

Kızılyürek, N. (2016). Milliyetçilik Kıskacında Kıbrıs. 5. Baskı, İstanbul: İletişim Yayınları.

Kocakurt, “Fatih ve Heykeli”. Ötüken. (39): 2-3.

Koyuncu, B. (2014). “Benim Milletim…” AK Parti İktidarı, Din ve Ulusal Kimlik. İstanbul: İletişim Yayınları.

Leedy, P. D. ve Ormrod, J. E. (2015). Practical Research: Planning and Design. London: Pearson.

Özekmekçi, M. İ. (2020). “Türk Sağında Ayasofya İmgesi”. Türk Sağı, Mitler, Fetişler, Düşman İmgeleri. Ed. İnci Özkan Kereste- cioğlu ve Güven Gürkan Öztan. 4. Baskı. İstanbul: İletişim Yayınları.

Sabah (2020). “Profesör Kaboğlu’ndan skandal sözler! ‘Sultanahmet Camii’ni de müze yapalım’”. 11.06.2020. https://www.sabah.com.tr/gundem/2020/06/10/chpli-kaboglundan-skandal-sozler-sultanahmet-camiini-de-muze-yapalim. (01.02.2020).

Sebilürreşad (1952). “Ayasofya Camii”. 5 (125): 386.

Serdengeçti (1952a). “Fatih Sultan Mehmet Han’ın Hitabı”. (15-16): 3.

Serdengeçti (1952b). “Türk Milliyetçileri Derneği”. (19-20): 25.

Serter, G. (2020). “1923-1960 Arası Süreçte Türkiye’de Cumhuriyet– Muhafazakârlık Geriliminin Mekânsal Yüzü”. Siyasal: Journal of Political Science. 29 (1): 113-141.

Smith, A. D. (1991). National Identity. London: Penguin Books. Smith, A. D. The Ethnic Origins of Nations. Oxford: Blackwell Publishing.

Şahin, E. Y. (2019). “Tanrı Dağı’ndan Hira Dağı’na: Türk Sağının Tarihsel Arkaplanı”. Turkish Studies. 14 (6): 3571-3590.

Tevetoğlu, F. (1951) “500 üncü Yılı Karşılarken: Ayasofya Camîimîz”. Sebilürreşad. 5 (105): 69.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Resmi Web Sitesi (2020). “Millete Sesleniş Konuşması”, 10.07.2020, https://www.tccb. gov.tr/konusmalar/353/120589/millete-seslenis-konusmasi. (30.01.2021).

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Devlet Arşivleri Başkan- lığı Cumhuriyet Arşivi (1931). 030-13-01-02-49-76-6.

Türkiye Cumhuriyeti Resmi Gazete (2020). Karar Sayısı: 2729.

Wall Street Journal (2020). “Restored as Mosque, Hagia Sophia Opens      Up       to         Islamic Prayers”,                  24.07.2020. https://www.wsj.com/articles/hagia-sophia-a-shifting-symbol-in-turkey-once-again-opens-up-to-islamic-prayers-11595585919. (03.02.2021).

Yücel, G. (2020). Meşrutiyet’ten Cumhuriyet’e Ana Akım Siyasi Partiler

(1889-1930). Ankara: Gazi Kitabevi.

Yüksel, O. (1952). “Ayasofya”. Serdengeçti. (17): 3.

Yüksel, O. (1956). “Ayasofya!”. Serdengeçti. (22), 5-6.

Geçmiş Yazılar

Comments are closed.