26 Oca 2017
Trump’lı Amerika ‘Çifte Hükümet’le yüzleşme zamanı mı?
Amerikan müesses nizamı, “siyah derili beyaz Başkan”a dönüştürdüğü Obama’yı alkışlarla uğurlarken, Beyaz Saray’ın sarışın yeni sakinine karşı kuşandığı kılıçlarını halen kınına sokmamış vaziyette. Trump, liderliğini yapacağı ülkenin istihbarat kuruluşları kaynaklı yönlendirmelerle “ulusal güvenliğe tehdit” ilan edilmiş bir siyasetçi olarak Başkanlık andını içti. Seçimlerden 20 Ocak’a kadar geçen zaman zarfında, önemli bürokratik unsurların da içinde yer aldığı geniş bir koalisyon, henüz tazeliğini koruyan sandık sonuçlarına meydan okuyabileceğini gösterdi. Önce, ikinci seçmenlerden bir bölümünün tercihlerini Trump aleyhine değiştirmesi çağrıları eşliğinde Rusya’nın seçimlere müdahil olduğu iddiaları ortalığı kapladı. Bu safha geçilip Trump “seçilmiş Başkan” unvanını kazandıktan sonraysa, Putin’in elinde yeni Başkan’a şantaj için kullanılabilecek görüntüler ve bilgiler bulunduğuna dair ithamlar gündeme taşındı. Trump politikalarına muhalif güvenlik bürokrasisinden kitlesel istifalar olabileceğini ileri süren eski CIA Başkanı’nın beyanları, merkez medyanın amiral gemilerinde tekrarlanarak haberleştirildi. İzlenen strateji, diğer amaçlarının yanısıra, yeni zafer kazanmış Cumhuriyetçi Kongre’nin güvenlik hassasiyetlerine ve Rusya karşıtı hislerine hitap ederek Trump’ı hem bürokrasi hem de sistemin seçilmişleri nezdinde yalnızlaştırmayı hedefliyor.
Hız kesmeden devam eden kavgada savrulan yumrukların çetelesi her geçen gün uzuyor. Gelinen aşamadan sonra, Trump’ın karşılaştığı direnci, yalnızca seçim sürecinin gerginliği ve bürokrasinin geçici partizan refleksleri gibi sebeplerle açıklamak mümkün gözükmüyor. Meselenin, yüzeyselliğe kapılmadan, komplo teorilerine de saplanmadan izahı gerekiyor. Bunun için de Amerikan sisteminin yapısal dinamiklerine odaklanmamız ve sosyal bilimlerin kavramlarına müracaat etmemiz lazım. Tamamını oku. »